bugün
yenile
    1. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir ali lidar şiiridir. kendi sesinden kaygıyla reddettim demin yorulmuş olduğumu üzülmüş kozalaklara hayal kırıklığı sıktım üç el sıktım çünkü daralmıştım sıktım çünkü olup bitemeyenleri kimselere anlatamayacak kadar yalnızdım bir ağıt ısmarlamak isterdim en uzak coğrafyanın dilini bilmediğim bir yaşlısına başlamadan yarım kalmış bir aşk için ağıt içinde yırtılmış gökkuşakları eski ahşap trabzanlar yöreye özgü adını ilk kez duyduğum endemik bitkiler ve nesli tükenen hayvanlar hayvanlar evet özellikle onlar onlar tıpkı ben! yaşlı kadının o ağıtı okuduğu sırada tam o sırada kozalakların başında bir alkış kopsa bir nümayiş bir kıyamet bir bir şey tam tekmil doğa tezahüratı sonra bir kabir, ne güzel! kötü yaşayanlar güzel ölseler diye rica etsek azrail'e kabul eder mi ecel? bir ara yüzün sızsa araya peşinden kalbin, sahi senin büyük bir kalbin var herkese üzülmeye yeter benimki ikimizin bile üstesinden gelemez içinden çürümüş bir ağaç kadar asilim kendine faydası yok gölgesi herkese yeter kaldırım taşlarını çiğniyor insanlar bir kaç saat sonra birbirlerini çiğneyecekler lakin ne gam! böyle böyle atıyorlar içlerindeki cerahati dikine yorulup enine dinleniyorlar bir açıdan çok yazık bir açıdan ne güzel oysa benim de dünyaya ve içindeki bir takım saçmalıklara pervasızca kafa tuttuğum zamanlar vardı sen yetişemedin bir haksızlık bir adaletsizlik bir bile isteye kırılmış kalp görmeyeyim yıkarım ortalığı dediğim zamanlar vardı sen görmedin hep böyle içi çürümüş mücrim bir ağaç değildim bakma şimdi gölgemi her türden mahlukata çiğnettiğime beni bu hale sokan hep taahhüt edilen ama hiç yerine getirilmeyen bir takım vaatler sözler karşılık bulamamış seviler ve beklentiler laf uzun sabır az ağaç da olsam ömür kısa gölgemin hatırına bana bir iyilik yap beni sulama beni budama beni tam ortamdan gövdemden beni gövdemin tam ortasından kes at!
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu şiir bu gece şu kısımlarıyla gönlümü her zamankinden çok yaktı. "sıktım çünkü olup bitemeyenleri kimselere anlatamayacak kadar yalnızdım" "beni bu hale sokan hep taahhüt edilen ama hiç yerine getirilmeyen bir takım vaatler sözler karşılık bulamamış seviler ve beklentiler"
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “oysa benim de dünyaya ve içindeki bir takım saçmalıklara pervasızca kafa tuttuğum zamanlar vardı sen yetişemedin bir haksızlık bir adaletsizlik bir bile isteye kırılmış kalp görmeyeyim yıkarım ortalığı dediğim zamanlar vardı sen görmedin hep böyle içi çürümüş mücrim bir ağaç değildim bakma şimdi gölgemi her türden mahlukata çiğnettiğime beni bu hale sokan hep taahhüt edilen ama hiç yerine getirilmeyen bir takım vaatler sözler karşılık bulamamış seviler ve beklentiler“
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: "hep böyle içi çürümüş mücrim bir ağaç değildim" diyen ali lidar şiiri. --- spoiler --- kaygıyla reddettim demin yorulmuş olduğumu üzülmüş kozalaklara hayal kırıklığı sıktım üç el sıktım çünkü daralmıştım sıktım çünkü olup bitemeyenleri kimselere anlatamayacak kadar yalnızdım bir ağıt ısmarlamak isterdim en uzak coğrafyanın dilini bilmediğim bir yaşlısına başlamadan yarım kalmış bir aşk için ağıt içinde yırtılmış gökkuşakları eski ahşap trabzanlar yöreye özgü adını ilk kez duyduğum endemik bitkiler ve nesli tükenen hayvanlar hayvanlar evet özellikle onlar onlar tıpkı ben! yaşlı kadının o ağıtı okuduğu sırada tam o sırada kozalakların başında bir alkış kopsa bir nümayiş bir kıyamet bir bir şey tam tekmil doğa tezahüratı sonra bir kabir, ne güzel! kötü yaşayanlar güzel ölseler diye rica etsek azrail'e kabul eder mi ecel? bir ara yüzün sızsa araya peşinden kalbin, sahi senin büyük bir kalbin var herkese üzülmeye yeter benimki ikimizin bile üstesinden gelemez içinden çürümüş bir ağaç kadar asilim kendine faydası yok gölgesi herkese yeter kaldırım taşlarını çiğniyor insanlar bir kaç saat sonra birbirlerini çiğneyecekler lakin ne gam! böyle böyle atıyorlar içlerindeki cerahati dikine yorulup enine dinleniyorlar bir açıdan çok yazık bir açıdan ne güzel oysa benim de dünyaya ve içindeki bir takım saçmalıklara pervasızca kafa tuttuğum zamanlar vardı sen yetişemedin bir haksızlık bir adaletsizlik bir bile isteye kırılmış kalp görmeyeyim yıkarım ortalığı dediğim zamanlar vardı sen görmedin hep böyle içi çürümüş mücrim bir ağaç değildim bakma şimdi gölgemi her türden mahlukata çiğnettiğime beni bu hale sokan hep taahhüt edilen ama hiç yerine getirilmeyen bir takım vaatler sözler karşılık bulamamış seviler ve beklentiler laf uzun sabır az ağaç da olsam ömür kısa gölgemin hatırına bana bir iyilik yap beni sulama beni budama beni tam ortamdan gövdemden beni gövdemin tam ortasından kes at! --- spoiler ---